Coronavirüs salgının ülkemizde görülen ilk vakasından itibaren hayatımızda çok hızlı değişikliklere sebep olmaya başladı. Bundan sadece 20 gün önce ‘Hadi canım öyle şey mi olur, ben hayatta yapamam’ dediğimiz bir sürü şeyi çoktan yaşamaya başladık. Çünkü biliyoruz ki bu işin şakası yok ve ciddiye alınmadığında kaybedeceğimiz şey sağlığımız.
Evde Kalmak
Tüm dünyada virüsle mücadelenin temelinde ‘evde kalmak’ kavramı yer alıyor. Okulların örgün eğitime ara vermesiyle evde kal çağrısına çocuklarımızın uyum sağlama süreci başladı. Bu süreçte ebeveynler tabi ki onların en büyük destekçileri konumunda.
Okul çağında çocuğu olan bir anne olarak zihnimizdeki düşünceleri tahmin edebiliyorum.
‘Çocuğum eğitiminden geri kalmasın’
‘Ödevlerini yapması lazım’,
‘Uzaktan eğitim başlayacak ortamını ayarlamam lazım’,
‘Bugün kitabını okumadı mı hala’,
‘Telefonla çok oynadı yine bir türlü engelleyemiyorum’,
‘Kaliteli vakit geçiremiyor muyum acaba’,
‘Sürekli evde kalmaktan psikolojisi bozulur mu’,
‘Başka anneler neler neler yapıyor ben hiçbir şey yapamıyorum’.
Eğer aklınızdan buna benzer düşünceler geçiyorsa merak etmeyin yalnız değilsiniz !
En Büyük Hata Kendimizi Yetersiz ya da Suçlu Hissetmek
Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki bu süreçte yapılacak en büyük hata kendimizi yetersiz ya da suçlu hissetmek olacaktır. Çocukla kaliteli vakit geçirmek demek onunla her zaman eğitim ya da etkinliklerle ilişki kurmak anlamına gelmez. Bazen sıkılması, ağlaması, koşması, zıplaması, şımarması, saçmalaması yani hayata dair olan herşeyi yaşayabilmesine de fırsat sunmak gerekir.
Daha önce hiç tecrübe etmediğimiz, belirsizliklerle dolu, çoğu zaman kaygılı hissettiğimiz bir sürece bizler kadar çocuklarımızın da uyum sağlamada zorluk yaşaması çok doğal.
Hep birlikte yaşayarak öğreneceğimiz sağlık ve huzur dolu günler dileklerimle..
Uzm. Dr. Hilal Tuğba KILIÇ
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
www.hilaltugbakilic.com.tr
