Bu haftaki psikolojik sağlamlığa ilişkin son yazımızda evde vakit geçirmek zorunda olan gençler ve gençlerin ailelerine önerilerde bulunmaya çalışacağız. Ergenlik dönemi bireyin anne-baba ile olan ilişkisinin ötesine geçen arkadaşlık ilişkileri geliştirdiği bir dönemdir. Bu dönemde artık çocuk yeni bir yaşam dizgisi oluşturur. Bununla birlikte her ne kadar aile bağları arka plana itilmiş gibi ve arkadaş ilişkileri daha ön planda görünse de bu dönem ergenin aileye en çok gereksinim duyduğu gelişim evrelerinden biri olarak düşünülmelidir. Bir taraftan yaşamış olduğu değişimleri anlama çabası diğer taraftan bu değişimlerin beraberinde getirmiş olduğu duygusal yaşantılar, gencin zor günler geçirmesine neden olabilmektedir. Kendini anlamakta zorlanan ergenin, dışında olan şeyleri anlamaya çalışması, onun için farklı bir karmaşaya dönüşebilir. Bu dönemde zaten ergen için stres oluşturacak yeterince durum ve değişim mevcuttur. Bu nedenle yeni yaşantıların getireceği beklemediği olumsuzlukları kaldırabilmesi onun için yeni karmaşalar ve çatışmalar, bunlarla baş etmede yeni becerilere gereksinim anlamına gelir.

Koronavirüs Aranıza Girmesin!
Yaşanılan son salgına bağlı olarak Dünya Sağlık Örgütü, tüm ülkeler için bu süreci eşi görülmemiş bir dönem olarak ifade etmektedir. Bu durum çocuklar ve gençler için daha da trajik bir hale gelebilmektedir. Endişe, korku veya benzer duygular ile karşı karşıya kalma ihtimalleri yüksek olan çocuklar ve ergenler, sevdiği birini kaybetme korkusu, kendisinin öleceğine ilişkin düşünce veya korkular yaşayabilirler. Bu nedenle aile içerisinde basit stratejiler ile gençlerin korkularını anlamak, onları çözmeye çalışmak, neler olduğunu onların anlayabileceği şekilde onlarla paylaşmak yararlı olacaktır. Anne-babanın stres karşısındaki tepkileri gençlerin vereceği reaksiyonlarda belirleyici rol üstlenir. Diğer bir ifadeyle anne-baba olarak şu anda bütün dünyada yaşanılan bu süreci değerlendirme biçiminiz ve bu duruma vermiş olduğunuz tepkiler, gençler tarafından model alınır ve kendileri de strese maruz kaldıklarında benzer tepkiler sergileyebilirler. Örneğin, abartılı tepkiler sağlıklı olmadığı gibi var olan durumu yok saymak veya görmezden gelmekte yararlı olmayacaktır. Bunun yerine sürecin net bir şekilde ortaya konması ve anlaşılır hale getirilmesi önemlidir.
Evde kalmak genellikle ergen için zordur. Arkadaş ilişkilerini sınırlamak kendisi için en büyük karantinadır aslında. Özgürlüğü en çok yaşamak istediği bir dönemde onu eve mahkûm etmek ona çoğu zaman anlamsız ve saçma gelebilmektedir. Ayrıca bilişsel gelişimin getirmiş olduğu kendisinin tek ve benzersiz olduğu, bu düşünce yapısına bağlı olarak geliştirmiş olduğu kimsenin beni anlamadığı fikri gibi tutumlar bu süreçte önemli stres kaynakları arasına girebilmektedir. Ayrıca gençler var olan durumu küçümseyebilir, kendilerine hiçbir şey olmayacağını düşünme eğiliminde olabilirler. Bu ve benzeri durumların doğal bir sonucu olarak, evde geçirilen zaman dilimlerinde ebeveyn-ergen çatışmasını kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Gençlerle yapılan konuşmalarda olumlu yaşantılara odaklanılmalı ve açık bir iletişim kanalı oluşturulmalıdır. Onlarla olan biteni konuşmak, onların penceresinden hayata bakmak yararlı olabilir. Sürecin anlatılmasında bilimsel verilerden yararlanma, onların bazı araştırmalar yapmasına olanak tanıma gibi çalışmalar gençlerin süreci daha gerçekçi boyutta ele almasına katkı sağlayabilir. Bununla birlikte bu durum aile bağlarının güçlendirilmesi adına anne-babalar tarafından bir fırsat olarak düşünülerek, evde birtakım aktiviteler planlanabilir. Daha önce çocuklarınızla birlikte yaptığınız aktiviteler bu süreçte ilişkinizi kolaylaştıracak, uyum sürecine katkı sağlayarak çatışma yaşama olasılığınızı düşürecektir. Çünkü bu durum daha önceki rutin yaşantılarınızı ev ile sınırlı olmasına rağmen belirli bir düzeyde sürdürme olanağı verecektir.

Ne Yapabiliriz?
Genel olarak, evde kaldığınız süreçte ailelerin rutinlerini sürdürmeleri hem ebeveynlerin hem de gençlerin daha az karmaşa yaşamasını sağlayacaktır. Bununla birlikte evden çıkamama, okula gidememe, arkadaşları ile görüşememe gibi rutini bozan durumlara alternatif yeni rutin yaşantılar oluşturmak yararlı olabilir. Belirli bir saatte kalkmak, kahvaltı ve sonrasında düzenlenecek belirli bir plan doğrultusunda günü sürdürmek önemlidir. Arkadaşlık veya akrabalık bağlarını kitle iletişim araçları ile de olsa sürdürmeye çalışmak önemli bir sosyal destek mekanizması oluşturabilir. Ebeveynlerin fiziksel olarak var olmanın yanında duygusal olarak da var olduklarını gençlere hissettirmelidirler. Çünkü bu tarz dönemlerde anne-babalar da önemli stres yaşantıları ile karı karşıya kalabilmektedir. Ebeveynler stres ve stresle başa çıkma sürecinde hem fiziksel hem de duygusal olarak var olabilmek için kendilerine odaklanmalı ve kişisel bakımlarını ihmal etmemelidirler. Çünkü yaşamış oldukları bu durum onların da işlevlerini ve yaşamlarını etkileyecektir. Bu nedenle ilk yazımızda önerdiğimiz duygularını ve düşüncelerini anlamaya yönelik egzersizler yararlı olacaktır. Son olarak bütün yaş gruplarında olduğu gibi yaşanılan sürecin konuşulması, anlamlandırılması ve uyulması gereken hususların hatırlatılması önem taşır. Bilinmezlik, kaygı ve korkuyu besleyen etkili faktörlerden biridir. Dolayısıyla bu duyguları anlamaya ve bunu aile üyeleri ile birlikte yapmaya çalışmak hem ebeveyn hem de gençler için yararlı olacaktır.
Dr. Gökmen Arslan
GIPHY App Key not set. Please check settings